Dünya AIDS Günü'nde farkındalık yaratmak adına, AIDS hakkında merak edilenleri inceliyoruz.
Bağışık sistemini etkileyen HIV virüsünün vücuda girmesiyle ortaya çıkan AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome), Türkçe’de “kazanılmış bağışıklık yetersizliği sendromu” anlamına gelir. Vücuda girmesiyle bağışıklığı zayıflatarak hastalıklara yakalanmaya daha yatkın bir hale getiren bu virüs, hayati bir tehlike de oluşturmaktadır.
HIV Bulaşı Nasıl Gerçekleşir?
Genellikle cinsel ilişki sırasında ortaya çıkan cinsel sıvılarla temas yoluyla yayılan bir hastalık olan AIDS bunun yanında annede bulunduğunda çocuğa geçebilmektedir. Kan teması, ortak enjektör kullanımı gibi sebepler de virüsün vücuda girmesine yol açabilir. AIDS’ın yayılmasındaki en büyük etkenlerden birisi şüphesiz korunmasız cinsel ilişkidir. Enfekte olmuş kişilerle cinsel ilişki yaşamaktan kaçınmak veya gerekli önlemleri alarak cinsel ilişki yaşamak çözüm olarak görülebilir. Bulaşı azaltıcı birtakım ilaçlar da mevcuttur.
AIDS Belirtileri Nelerdir?
HIV Virüsü vücuda girdiğinde grip benzeri belirtilerle ilk olarak kendini gösterir. Ateş, üşüme, boğaz ağrısı, aşırı yorgunluk, kas ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bir süre sonra HIV enfeksiyonu bağışıklığa hasar vererek AIDS’e yol açar. AIDS belirtileri ise yüksek ateş, geceleri artan terlemeler, sürekli olarak yorgun hissetme, hızlı kilo kaybetme, uzun süreli ishal, depresyon, hafıza kaybı gibi belirtiler ortaya çıkarır.
AIDS Tedavisi
Hastalığın kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte ortaya çıkardığı etkileri azaltan tedaviler bulunmaktadır. Günümüzde kullanılan üçlü ilaç tedavileri kandaki virüs miktarını azaltarak bağışıklık sisteminin korunmasını sağlamaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki bu tedavi kesin bir şekilde hastalığın önüne geçmemekte, tedavinin hayat boyu sürdürülmesi gerekmektedir. İlaçların kullanımının bırakılması halinde virüs miktarı artarak ölümcül sonuçlar doğurabilir. Kontrol altına alınmamış AIDS vakalarında enfeksiyon ve kanser kaynaklı ölümler görülmektedir.