Eczacılık, insanlığın ortaya çıkışı kadar eski olsa da bugünlere gelmesi elbette ki kolay olmadı. Eczacılığın geçtiği aşamaları inceliyoruz.
Şüphesiz ki tıp ve eczacılık, insanlığın ortaya çıkışıyla birlikte ortaya çıkmıştır. Elbette ki ilk ortaya çıkışında bugünküyle aynı halde olmayan bu alanlar, temelde aynı amaca hizmet etmekteydi. İnsanlar ilk çağlardan bu yana hastalıklarla mücadele etmektedir ve bu durum eczacılık mesleğini ortaya çıkarmaktadır. Özellikle eczacılığın gelişmediği dönemlerde sihir ve büyü gibi tedavi yöntemleri oldukça yaygındı. Zamanla çeşitli bitkilerin hastalıkların tedavisindeki rolü keşfedilip bitkilerden yararlanılmaya başlandı. Büyü ve sihirle tedavi girişimleri halen devam ediyor olsa da bugün eczacılığın çok ilerlediğini söyleyebiliriz. Ancak eczacılık günümüze belirli aşamalardan geçerek geldi. İşte o aşamaları inceliyoruz.
İçgüdüsel ya da Bireysel Dönem
Modern toplum bir yana, basit toplulukların bile ancak bir araya gelebildiği dönemlerde hastalıklarla mücadele oldukça içgüdüsel ve o anki acıya dindirmeye yönelikti. Bu elbette ki şaşırılacak bir durum değil. Henüz yeterli bilgi birikim olmadığı bir dönemde insanın yalnızca içgüdüleriyle hareket etmesini bekleyebiliriz.
Mistik Dönem
Toplulukların oluşmasının ve insanların bu toplulukların bir parçası olmasının ardından “mistik” güçlere olan inançlar da artmaya başladı. İnsanlar inançlara sahip olmaya, tanrıların varlığını düşünmeye başladı. Bu dönemde mistik güçlerle iletişim halinde olduğu düşünülen büyücüler hastalıkların tedavisinde önde gelen kişilerdi. Hastalıkların ortaya çıkma sebebinin tanrıların öfkesi olduğunun düşünüldüğü bu dönemde insanlar tedavi için büyücülere danışmaktaydı.
Dinsel Dönem
Tapınakların hızla yayıldığı, birçok topluluğun bir dini inanca sahip olduğu bu dönemde din adamları aynı zamanda tedavi etme görevini de üstlendi. İnsanlar hastalıklarına çare aramak için tapınaklara gidiyor ve din adamlarına başvuruyordu. Ancak bu dönemde hastalıkların tedavileri için sihir ve büyüden ziyade bitkilerden yararlanılmaya başlanmıştı. Tedavi yöntemleri de kaybolmaması adına tapınak duvarlarına yazılıyordu.
Ampirik Dönem
İnsanlık yüzlerce yıl boyunca gelişimini sürdürmüş ve çevresini gözlemlemiştir. Bu gözlemlerden elbette ki birtakım sonuçlara da ulaşıldı. Bazı bitkilerin hayvanlar tarafından yenilmiyor olması onlara zehirli bitkileri öğretti. Bitkilerin tedavilerde kullanılmasıyla ilgili de rastlantılar ve denemeler sonucunda bazı sonuçlar elde ettiler. Ampirik dönem adı verilen bu dönemde hastalıklarla ilgili kesin bilgilere sahip olunmasa da bazı bitkilerin tedavi edici olduğu keşfedilmiş olduğundan bu bitkilerden yararlanılmaya başlanmıştı.
Modern Dönem
Hipokrat’ın tıbbı rasyonelleştirmesi ve gözlemlediği hastalıklardan bilimsel sonuçlar çıkarmaya çalışması aslında modern tıp ve eczacılığın başlangıcıdır. Hastalıkların doğal bir nedeni olduğu ve insan vücudunun incelenmesi suretiyle bu hastalıkların nedenlerinin ve sonuçlarının öğrenilebileceği düşünülmeye başlamış ve çalışmalar bu yönde sürmüştür. Elbette ki tedavi yöntemleri de ampirik dönemdeki gibi hastalığın ne olduğuna dikkat edilmeyen yöntemlerden hastalık özelinde tedavi geliştirmeye dönmüştür.