Son yıllarda yapılan araştırmalar, stres ve travmanın biyolojik yaşlanma sürecini etkileyebileceğini ve ruh sağlığı üzerinde önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor.
Stres ve travma ile yaşlanma arasındaki ilişki karşılıklı bir etkileşim içindedir. Stres ve travma biyolojik yaşlanmaya katkıda bulunurken, biyolojik yaşlanma da ruhsal rahatsızlıkların daha da güçlenme olasılığını arttırabilir. Bu süreçler zamanla birbirlerini güçlendirebilir ve "kısır bir döngü" oluşturabilir.
Beyinde meydana gelen değişiklikler, stres hormonu kortizol gibi nöroendokrin etkileyicilerin sürekli yüksek olmasıyla ilişkilendirilmektedir. Bu değişiklikler, duygu ve bellek bölümlerinde küçülme, kortikal bölgelerde incelme ve küçük damar hastalığı gibi sonuçlara yol açabilir. Bu değişiklikler zamanla kişiyi ruhsal hastalıklara daha yatkın hale getirebilir.
Ruhsal sağlığı hedef alan tedavilerin biyolojik yaşlanmanın belirtilerini azaltabileceği belirtilmektedir. Bunun tersi de geçerlidir; yaşlanmayı önleyen önlemler ruh sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir. Beslenme düzeni ve düzenli egzersiz gibi basit çözümler, yaşlanmayı önlemenin yanı sıra ruh sağlığını korumada da etkilidir.