Hiperpigmentasyon, ciltte ten renginden daha koyu görünüme sahip bölgelerin oluşmasıdır. Pigmentasyon bozuklukları cilt görünümünde önemli rol oynar ve kişilerin sosyopsikolojik açıdan kendilerini kötü hissetmelerine neden olabilmektedir.
Melanin pigmenti, melanositlerin sitoplazmasında bulunan bir organel olan melanozomda üretilir. Melanozomlar daha sonra mikrotübüller boyunca melanositlerin dendritik yapılarına ve oradan da keratinositlere aktarılır. Melanin üretimi; tirozinaz enzimi kullanılarak tirozinin DOPA’ya (3,4-dihidroksifenilalanin) hidroksilasyonu ile başlar. Daha sonra DOPA'yı dopakinona oksitleyerek melanin oluşumuna yol açan bir yolla sentezlenir.
İki tip melanin üretilir:
Eumelanin
Feomelanin
Bu iki türün miktarları saç rengini ve ten rengini belirler. Daha koyu ten rengine sahip kişilerde çoğunlukla eumelanin ve daha az miktarda feomelanin bulunurken, açık ten rengine sahip kişilerde bunun tersi geçerlidir.
Melaninlerin içeriği ve bileşimi, kişinin güneşe maruz kalmasına ve cilt tipine bağlı olarak değişir. Daha koyu cilt (daha yüksek eumelanin içeriği), UV'nin DNA üzerindeki zararlı etkilerine daha açık cilde göre önemli ölçüde daha dirençlidir.
Hiperpigmentasyon Çeşitleri
Melazma: Kloazma veya “hamilelik maskesi” olarak da bilinen melazma, genellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda görülen çok yaygın bir durumdur. Melazma, düzensiz şekilli, açık ila koyu kahverengi pigmentasyon lekeleri olarak ortaya çıkar. Bu yamalar genellikle üst dudakta, burunda, yanaklarda, çenede, alında ve bazen de boyunda görülür. Önerilen birçok nedensel faktör olmasına rağmen, östrojen ve UV ışığı en belirgin nedenler gibi görünmektedir.
Melazmada terapötik amaç; melanositlerin çoğalmasını geciktirmek, melanozom oluşumunu engellemek veya melanozomların degredasyonunu teşvik etmek olabilir. İyi bir yüksek SPF güneş kremi ile UVA koruması ve güneşten kaçınma, topikal tedaviler (%2 ila %4 hidrokinon, düşük etkili steroidler, kojik asit, arbutin, azelaik asit, hidroksi asitler ve retinoidler) uygulanabilir. Genelde topikal ürünlerin bir kombinasyonu kullanılır.
Solar Lentigo: Yaş ilerlemesiyle birlikte solar lentigo görülme oranı da artar. Burada etken güneştir ve lekeler hem akut hem de kronik maruziyet sebebiyle oluşmuş olabilirler. Yüz ve ellerin arkası etkilenen tipik alanlardır. Bu lezyonlar nadiren 50 yaşından küçük hastalarda görülür ve bu nedenle “yaşlılık lentigosu” olarak da adlandırılır.
Solar lentigo tedavisi; hidroksi asitler, güneş kremi, topikal retinoidler ve topikal depigmentasyon ajanları ile uygulanabilir. Retinoidler, melanin üretimini azaltmanın yanı sıra depigmentasyon ajanlarının ve kimyasal peelinglerin penetrasyonunu artırma yeteneğine sahiptir.
Postinflamatuar Hiperpigmentasyon: Postinflamatuar pigment değişikliği (PIPA) olarak da bilinen postinflamatuar hiperpigmentasyon, çeşitli cilt bozukluklarının bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Akne, egzama ve alerjik reaksiyonlar gibi küçük durumlar PIPA'ya yol açabilir. Ayrıca daha ciddi kutanöz olaylar (örn. yanıklar, ameliyatlar ve travma) veya tedaviler (örn. kimyasal peeling ve lazerle cilt yenileme) buna neden olabilir.
PIPA'nın tedavisi zordur çünkü inflamasyonu takiben hiperpigmentasyona duyarlı kişilerde görülür. Peeling veya lazerlerin iltihaplanmayı arttırması, süreci daha da kötüleştirecektir. Sonuç olarak, yalnızca hidrokinon, kojik asit ve retinoidler gibi topikal ürünler bu durumu tedavi etmek için potansiyel olarak faydalıdır.
Dermokozmetik ürünlerde hiperpigmentasyon çözümü için kullanılan aktif içeriklerden bazıları şu şekildedir; arbutin, azelaik asit, aloesin, ferulik asit, glabridin, hidrokinon, kojik asit, niasinamid, pirinç, glikolik asit ve laktik asittir. Kullanımlarında aktif içeriklerin ürünlerdeki miktarı ve kombinasyonları bu aşamada oldukça önemlidir. Bu nedenle yetkili kişilerin tavsiyelerine uyulmalı ve tedavi sürecinin uzun soluklu olabileceği unutulmamalıdır.
Uzm. Ecz. Sema Uysal Zeybek
Ortonne, J. P., & Bissett, D. L. (2008, April). Latest insights into skin hyperpigmentation. In Journal of Investigative Dermatology Symposium Proceedings (Vol. 13, No. 1, pp. 10-14). Elsevier.
Pandya, A. G., & Guevara, I. L. (2000). Disorders of hyperpigmentation. Dermatologic clinics, 18(1), 91-98.
Baker, S. J., Ignatius, M., Johnson, S., & Vaish, S. K. (1963). Hyperpigmentation of skin. British Medical Journal, 1(5347), 1713.