Günümüzde, OTC sektörü ürün çeşitliliği açısından oldukça geniş bir alana yayılmış durumda. Ancak, bu sektördeki üretici firmaların kalite ve güvenilirlik standartları konusunda net bir kılavuzun bulunmaması, sadece HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) sistemine bağlı olarak üretim yapılması ve bu standartlara ciddi uyan firmaların sayısının az olması, hem şirketlerin hem de tüketicilerin karşılaştığı zorlukları artırıyor. Bu durumda, bakanlık tarafından firmaların belirli kriterlere göre kategorilere ayrılması önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Bakanlık tarafından belirlenecek kriterlere uygun olan firmalar A, B ve C gibi kategorilere ya da bir puanlama sistemi gibi bir sistemle ayrılabilir. Örneğin, A sınıfı firmalar en yüksek kalite ve güvenilirlik standartlarına sahipken, B ve C sınıfı firmalar daha alt seviyede yer alabilirler. Bu kategorilendirme, sektöre kalite getirerek, firmaların kendilerine çeki düzen vermelerine teşvik eder.
Bu kategorilendirme sistemi sadece firmalar için değil, aynı zamanda tüketiciler için de büyük önem taşır. Tüketiciler, ürün satın alırken firmanın kalite sınıflandırmasını bilerek fiyat ve kalite arasında doğru bir denge kurabilirler. Ayrıca, bu sınıflandırma, müşterilere seçeneklerini daha iyi değerlendirme şansı sunar. Örneğin, bir ürünü satın alırken, A sınıfı bir firma tarafından üretilen bir ürünü, daha düşük bir sınıfa ait olanla karşılaştırarak daha bilinçli bir tercih yapabilirler.
Türkiye'deki OTC pazarının daha iyi bir konuma gelmesi ve ihracat için diğer ülkelerin de daha fazla güvenebileceği ve dünya standartlarında üretim yapan firmalar haline gelmesi için bakanlığın bu konuda daha fazla denetim ve standartlar getirmesi gerekmektedir. Ülkemizde, bu sektöre gerçekten yatırım yapan firmalar varken merdiven altı firmalarla kıyaslanmaları üzücü bir durumdur. Sonuçta, bu ürünler eczanelerde satılan ve kullanan kullanıcıların fayda sağlaması adına bedel ödediği ürün gruplarıdır. Amatör firmaların ürettikleri ürünlerle halk sağlığına daha fazla zarar verilmemesi için bu tip önlemlerin alınması önemlidir.
Aşağıda, iyi bir üreticinin olması gereken özellikler sıralanmıştır. Bunları okurken, bazılarının ülkemizde uygulandığını ve bazılarının ise henüz uygulanmadığını üzülerek belirtmek isterim. Hangi firmaya sorarsanız sorun, GMP ve ISO belgelerimiz var der, ancak bu belgelerin ne kadar kolay alındığını bazı kurumların denetim bile yapmadan belge verdiğini üzülerek belirtmeliyim. Kalite ekibi olmayan firmalardan tutun, formülasyon becerisi olmadan ve hiçbir hijyen kurallarına uymadan ürün yapan firmalara kadar çok sayıda bu şekilde firma mevcut. Bu firmaları ve diğerlerini geliştirmek adına bakanlığın bu konuya daha çok önem vermesi ülkemiz ve tüketiciler için önemlidir. Yıllardır bu sektörde çalışan biri olarak birçok firma gezdim, birçok yer gördüm. Dış ambalajları çok güzel olabilir ancak içlerindeki üretim yerlerinin durumu içler acısı olabiliyor. Bu durum, denetim ve standartlar getirilmedikçe gün geçtikçe artmaya devam edecektir. Üretim yaptıracağınız firmalara ve ürünlerini aldığınız firmalara aşağıdaki kriterleri sormak ve bu kriterlerin de denetlenmesi ve geliştirilmesi ve bakanlığında sınıflandırma yapması açısından örnek olması açısından bir sıralama yaptım:
GMP (İyi Üretim Uygulamaları) Uyumluluğu: Tarım ve Orman Bakanlığı'nın gıda takviyeleri üreten tesisler için GMP standartlarını uygulamaya koyması sektörün daha iyi bir noktaya gelmesi için önemlidir.
HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) Uygulamaları: Gıda takviyesi üreten tesisler, HACCP prensiplerini benimsemeli ve uygulamalıdır. Bu, üretim sürecindeki tehlikelerin tanımlanması, kontrol altına alınması ve izlenmesi anlamına gelir.
Kalite Kontrol ve Güvence Programları: Tesis, ürünlerin kalitesini sağlamak için kapsamlı kalite kontrol ve güvence sistemine sahip olmalıdır. Bu sistemler, hammaddelerin kabulünden başlayarak ürünün nihai ambalajlanmasına kadar olan süreçte kaliteyi korumayı amaçlar.
Ürün İzlenebilirliği: Tesisler, ürünlerin izlenebilirliğini sağlamak için etkili bir sistem geliştirmelidir. Bu sistem, ürünlerin kaynağını, üretim sürecini ve dağıtımını izleme ve gerektiğinde geri çağırma işlemlerini kolaylaştırmalıdır.
Çalışan Eğitimi ve Hijyen Standartları: Tesisler, çalışanlarını ürün güvenliği, hijyen standartları ve HACCP kuralları konusunda düzenli olarak eğitmeli ve bilinçlendirmelidir. Çalışanların hijyenik çalışma koşullarına uyması ve ürün kontaminasyonunu önlemesi önemlidir.
Dökümantasyon ve Kayıt Tutma: Tesisler, üretim süreçlerini ve kalite kontrol aktivitelerini belgelemeli ve kayıt tutmalıdır. Bu, ürünlerin izlenebilirliğini sağlamanın yanı sıra yasal düzenlemelere uyumu da kolaylaştırır.
Ambalajlama ve Etiketleme Standartları: Ürün ambalajlama ve etiketleme işlemleri, bakanlık yönetmeliklerine ve uluslararası standartlara uygun olmalıdır. Ambalaj ve etiketleme, tüketicilere ürün hakkında doğru ve eksiksiz bilgi sağlamalıdır. Etiket yönetmeliği ile ilgili konularda fason üretim yaptıran, ürün sahibi firma sorumlu olmalıdır; üreticiye bu konuda sorumluluk verilmemelidir. Ürün sahibi firmanın sorumlu olduğunu bilmesi, ürün sahibi firmayı da geliştirecektir.
İnovasyon ve Araştırma Geliştirme: Tesisler, sürekli olarak ürünlerini geliştirmek için araştırma ve yenilik yapmalıdır. Bu, daha etkili formülasyonlar, yeni bileşenlerin keşfi ve üretim süreçlerinin iyileştirilmesi anlamına gelir. İnovasyon ve AR-GE çalışması yapan firmalar ile ilgili bakanlık özel teşvikler ve puanlama sistemi ile firmayı kategoriye ayırırken özel kategoride yayınlamalıdır.
Ürün Testleri ve Analizleri: Tesisler, ürünlerini düzenli olarak test etmeli ve analiz etmelidir. Bu, ürün kalitesinin ve güvenliğinin sürekli olarak sağlanmasını sağlar. Hatta dış laboratuvarlarda analiz ve testler olmadan ürün satışına izin verilmemelidir.
Çevresel Duyarlılık ve Sürdürülebilirlik: Tesisler, çevresel etkilerini azaltmak için sürdürülebilir üretim uygulamalarını benimsemelidir. Bu, atık yönetimi, enerji verimliliği ve su tasarrufu gibi konuları içerir ki, tesisin çevresel etkilerini azaltmak için son derece önemlidir. İlaç endüstrisinin, otomotiv endüstrisinden bile daha fazla karbon emisyonu ürettiği bilinmelidir. Geleceğimiz için bu konuların sürekli gündemde kalması ve önemsenmesi hayati derecede önemlidir.
Bu çerçevede, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın uygulamaya koymasının sektörel olarak uygun olacağı sınıflandırma, OTC sektöründe kaliteyi artırmak ve tüketicilerin bilinçlenmesini sağlamak açısından son derece önemli olacaktır. Bakanlık tarafından Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi (GGBS) kapsamında yapılan işletme kayıt numarası ile firma bilgilerinin halk tarafından sorgulanabilir olması, şeffaflık açısından büyük önem taşımaktadır. Şu an işletme kayıt numarası ile yapılan sorgulamalarda üretici firmaların görünmemesi, bu bilginin açık hale getirilmesinin bir adımı olacaktır. Bu adımın atılması, sektördeki rekabeti artırarak daha sağlıklı bir pazar ortamı oluşturabilir. Aynı zamanda tüketici, kullandığı ürünün üreticisinin bilgilerine de ulaşabilir.
Firmaların belirlenen standartlara uyması, OTC sektöründe rekabeti artırmanın yanı sıra tüketicilerin doğru ürün tercihleri yapmalarını sağlayarak genel sağlık ve güvenlik standartlarının yükseltilmesine de katkıda bulunabilir. Eczacılar, daha kaliteli ürünler sunarak müşterilerine güvenilir ve faydalı ürünler sağlayabilirler.
Bu nedenle, bakanlık ve sektör paydaşları arasında işbirliği ve düzenlemelerin güçlendirilmesi, OTC sektörünün geleceği açısından kritik bir adımdır. Bu düzenlemeler sayesinde sektördeki aktörlerin sorumlulukları artacak, tüketicilerin hakları korunacak ve genel olarak sağlık sektöründe güvenilir bir ortam sağlanacaktır. Ayrıca, bu düzenlemelerde dünya standartlarında üretim yapan firma algısını ülkemizde kazandırırsak, ihracat faaliyetlerimiz ve ihracat taleplerimiz de artacaktır. Bu sayede OTC sektörü, uluslararası alanda daha rekabetçi konuma gelecek ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır.