Nerede Hata Var?

10 Şubat 2024 Genel
Nerede Hata Var?
1991 yılında Marmara Üniversitesi Eczacıĺık Fakültesi'ni ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Felsefe bölümünü bitiren Erdem Girgin, 25 yılın üzerinde MSD ve Takeda ilaç şirketlerinde hem Türkiye içinde hem de Türkiye dışında çeşitli görevlerde bulunmuştur. Şu anda 2 kediye sürekli zamanlı hizmet ederken, boş vakitlerinde serbest danışmanlık yaparak bilgi ve birikimlerini gerek sağlık gerekse de STK ve akademik ortamlarda paylaşmaya devam etmektedir.

Geçtiğimiz hafta hepimiz haberlerde Novartis'in Türkiye'deki bazı ilaçların satışlarını durdurduğu haberlerini gördük. Kimimiz söz konusu şirketi kar odaklı olmakla kınadık kimimiz de sorumluyu başka yerde aramamız gerektiğini düşündük.

 

Peki hata nerede?

 

Bildiğimiz gibi Türkiye'de uzun yıllardır hiçbir sektörde uygulanmayan bir uygulama söz konusu: İlaç fiyatlarında resmi avro kuru uygulanması. Satın aldığımız hiçbir ürün ya da servis için resmi kur uygulaması yokken ilaç fiyatlarına gelince bu uygulama devam ediyor. Güncel avro kuru 1 avro karşılığı 17,55 TL iken, gerçek kur 32 - 33 TL civarında seyrediyor.

 

İlaç şirketleri neden ayakta kalabilmeli?

 

İlaç şirketleri insan sağlığı konusunda çok önemli bir rol oynarken öte yandan da kar etmeli ki ayakta kalabilsin. Böylece, hem çalışanları, çalışanlarının aileleri ve ekonomiye direk katkıda bulunurken hem de devletlerin üzerlerine almadığı AR-GE harcamaları ve riskleri üstlenerek tedavisi bulunmamış terapötik alanlarda yeni ilaçlar, tedavi yöntemleri geliştirmeye devam edebilirler.

 

Serbest ekonomiyle beraber dünya genelinde devletler ilaç araştırma ve geliştirme konusundan ellerini yıllardan beri çekmiş durumdalar. Sebeplerine bakarsak, ilaç AR-Ge faaliyetlerinin çok komplike ve maliyetli olması, yüksek riskler içermesi gibi sektöre özel konulardaki riskleri almak istememeleri ve elbette öncelikli olarak AR-GE harcamalarını genellikle silah, savunma v.b. gibi daha stratejik olarak gördükleri, güçlerini dünyaya ve kendi halklarına daha fazla sergileyebilecekleri alanlara yöneltmeleri olduğunu düşünebiliriz. Bazen de ülke liderlerinin sadece daha popülist olmak, oy potansiyelini artırmak amacıyla, daha çabuk görsel sonuç alınan alanlara para harcamayı seçtiğini, kendi vatandaşlarının genel iyiliği yerine, söz konusu ülkelerde sadece bazı imtiyazlı kesimlerin ihtiyaçlarına yönelik büyük harcamalar yapıldığını da görüyoruz.

Ülkemize baktığımız zaman ise son yıllarda etkisini giderek daha fazla hissettiren hiper-enflasyon, sürekli değer kaybeden Türk Lirası , ülkemizde misafir ettiğimiz milyonlarca göçmen, yüksek işsizlik rakamları, birkaç marka dışında dünyada bilinen bir markamızın olmaması, dünyadaki ileri teknoloji geliştiren ülkelerden olmamamız ve benzeri bir çok sebep, ekonomik olarak hem bireylerin hem de devletin harcama imkanlarını oldukça kısıtlamış durumda.

Sağlık alanına baktığımızda da TÜİK’e göre (aşağıdaki tabloda rakamları görebiliriniz) 2022-2021 yılları karşılaştırıldığında devletin GSYH’ya göre sağlık harcama yüzdesini azalttığı, belki bunun sonucu olarak da özel sektör ve vatandaşların cepten sağlık harcamalarının arttığını görüyoruz.

 

 

Bu rakamlara baktığımızda neden böyle bir tablo görüyoruz? Devletimiz gerçekten vatandaşlarının sağlığına ayıracak gerekli kaynağı bulmakta zorlanıyor mu? Ya da önceliği başka alanlara mı veriyor?

Öte yandan ilaç şirketleri (yerli veya yabancı) sürdürülebilir bir ekonomik ortamda mı varlıklarını sürdürüyorlar? Ya da ne kadar sürdürebilirler? Artan üretim maliyetleri (yerli sanayimize baktığımızda halen birçok etken madde ve ambalaj materyalinin ithal edildiğini, dövize bağımlı olduğunu görebiliriz)

Ve bütün bunlar olurken en mağdur kesim ilaçlarına zamanında ve belki de hiç ulaşamayan, hak ettiği tedaviyi alamayan halkımız ve onların dertleriyle her gün belki yüzlerce defa karşı karşıya gelen eczacılar oluyor.

Eczacılar olarak bu durumu en iyi şekilde nasıl yönetebileceğimizi düşünürsek, bir yandan sesimizi güçlü bir şekilde hem üyesi olduğumuz TEB ve eczacı odaları kanalıyla duyurmamız iyi olacaktır. Sadece bununla kalmayıp, kişisel sosyal medya platformlarımız vasıtasıyla ve eczanemize gelen vatandaşlarımıza durumu net olarak açıklamamız hastaların ve halkımızın ilk danışma noktası olmamız nedeniyle son derece önemli ve faydalı olacaktır.